Basına ve kamuoyuna…
15 Temmuz 2016 yılında ülkede bir darbe girişimi yaşandı.Darbe girişiminde bulunanlar;bugüne kadar hükümetler tarafından desteklenmiştir.Her türlü imkan sunulmuştur.İktidarı paylaşma noktasında problemler yaşamaya başlayınca, güç savaşı ortaya çıktı ve 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı.Yüzlerce sivil hayatını kaybetti.
20 Temmuz günü OHAL ilan edildi.Ülkenin cumhurbaşkanı bu durumu kendileri için bir lütuf olarak gördü.İlan edilen OHAL ile birlikte iktidarın hayal bile edemeyeceği yetkiler iktidarın eline geçti. OHAL'in ilan edilmesinin nedeni darbe girişiminde bulunan FETO'yla mücedele olması gerekirken bu lütuf sonuna kadar değerlendirildi ve ülke KHK larla yönetilmeye başlandı. KHK larla hiçbir gerekçe gösterilmeden kamu emekçilerinin işlerine son verildi. Muhalif olanların tasfiyesi başladı. Gazeteler, dergiler, dernekler kapatıldı. Muhalif sesler bir bir susturuldu. Halkın oylarıyla seçilen siyasetçiler cezaevine konuldu, belediyelere el konuldu ve belediyelere kayyum atandı. Darbelerin panzehirinin demokratikleşme olduğu bilinmesine rağmen bilinçli bir şekilde demokrasiden uzaklaşıldı ve iktidarı pekiştirmek için her türlü yöntem uygulandı. Darbe girişimini fırsata çevirmek için her türlü imkanı kullanan iktidarın asıl niyeti 29 Ekim 2016 tarihinde net olara ortaya çıktı. Çıkarılan bir KHK ile Konfederasyonumuz KESK'e yönelim de iyice açığa çıktı. Bir çok üyemiz kamudaki görevlerinden ihraç edildi. KHK ların OHAL'le sınırlı olması gerekirken ve Anayasaya tabi iken hukuk askıya alındı ve KHK lar kalıcı yasalara dönüştürülmeye başlandı. Bu durum anayasaya aykırı olmasına rağmen Kamudan yüzbinleri aşan ihraçlar yaşandı, ihraç edilenleri açlığa teslim etme politikası yürürlüğe kondu. İhraç edilenler ile ilgili hiçbir gerekçe gösterilmedi. İhraç edilen kamu emekçileri ile beraber aileleri de cezalandırılmak istendi. Bu şekilde toplumun hafızasına korku kazınarak gelecekte iktidarlara muhalif olacakların önlemi şimdiden alınmış oldu. Konfederasyonumuz KESK mücadele tarihine bakıldığında, geçmişten bugüne darbelere karşı mücadele etmiş ve her daim darbenin karşısında durmuş ve demokrasi mücadelesi vermiştir. Fakat her zaman darbeyi fırsata çevirenler muhalefete ve KESK geleneğine karşı darbenin bütün yöntemlerini denemişlerdir. Bizler KESK olarak her türlü darbe ve antidemokratik duruma karşı, şartlar ne olursa olsun, ilkeli mücadelemizden taviz vermeyeceğiz. Burada bir kez daha uyarıyoruz. Demokrasiyi ve hukuku rafa kaldıranlar şunu iyi bilsinler ki demokrasi ve hukuka en fazla onların ihtiyacı olacak. Buradan iktidara çağrımız bir an önce bu yanlıştan vazgeçilip kamu emekçilerinin işlerine dönmesinin sağlanması ve hukukun, demokrasinin işlevsel hale gelmesidir. Aksi takdirde ülke daha çok sorunla kaosa sürüklenecektir.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Yaşasın KESK!
KESK Diyarbakır Şubeler Platformu