Ortadoğu coğrafyası tarih boyunca zalim iktidarların egemenlik kurma alanları olduğu gibi mazlumların zalimlere karşı direniş kaleleri de olmuştur. Bu direniş geleneği tüm katliamlara rağmen bugün Rojava halkı tarafından kahramanca yürütülmektedir. İnsanım diyen herkesin bu direnişe destek vermesi gereken bu zamanda maalesef Türkiye’yi yöneten AKP zihniyeti, Kürtlere yapılanları görmezden gelip, Kürtler aleyhine gelişen her davranışa destek vermeyi bir görev olarak algılamaktadır. Kürtlere karşı çetelere destek verildiğinin emareleri varken buna karşı Türkiye’nin açıklama yapmaması ve çetecilere manevra alanları açıp kolaylıklar sağlaması kabul edilebilir bir şey değildir.

Bilindiği gibi Suriye’de iç savaşın başladığı ilk günden itibaren Türkiye cumhuriyeti hükümeti Suriye yönetimin hemen devrilebileceğini düşünerek muhalif güçleri safında yer almış ve bu davranışıyla büyük bir çıkmaza girerek Kürtleri de bu çıkmaz içerisine çekmeyi denemiştir. Ancak Kürtler Türkiye’nin içinde yer aldığı batılı emperyalist güçlerle hareket etmediği gibi Esat rejimine de pirim vermemiş, kendi politik çizgisine denk düşen bağımsız devrimci bir yol izlemiştir. Bu yol Kürtlere ve Tüm Ortadoğu halklarına kazandıracak olan bir yoldur.

Kendi toprakları üzerinde bağımsız ve demokratik bir yönetim mekanizmalarını oluşturmaya çalışan Kürtlere karşı sistemli bir biçimde devşirme çetelerin Kürtlere saldırıları başlamış bununla Kürtlerin ulusal kazanımları ortadan kaldırılmaya hedeflenmektedir. Gerek Türkiye’nin gerekse batılı emperyalist güçlerin teşvik etmesi sonucu çeteci gruplardan biri olan El Nusra Kürtlere karşı katliamlara başlamıştır. Din adına hareket ettiğini söyleyen bu caniler, camilerde Kürt kadınlarına tecavüzün ve sivilleri katletmenin caiz olduğuna dair fetva verecek kadar insanlıktan çıkmışlardır.

Savaş kurallarını ve insani değerleri ayaklar altına alan çetelerin katliamları dur durak bilmiyor. Kürt yüksek konseyi üyesi İsa Huso’ nun ve Halep’e bağlı köylerde 50 masum sivil insanımızın katledilmesi ve 350 sivilin kaçırılması bu insan kılıklı canilerin niteliklerini ortaya koymak bakımından önemlidir.

Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak Türkiye’nin bu çetelere verdiği desteğini çekmesini ve sınır kapılarının biran önce şartsız olarak insani yardımlara açılmasını talep ediyoruz. Bizler El Nusra gibi devşirme çeteci gurupların derhal Rojavayı terk etmesini aksi takdirde Kürt halkının buna karşı topyekûn bir direnişinin olacağını belirtiyor.

Bu bağlamda Dünyanın, söz konusu Kürtler olunca katliamlara sessiz kalmasını da kınıyoruz.

Unutulmamalıdır ki bu dönemde Rojava Kürdistan, Kürdistan Rojavadır. Buradan hareketle ulusal birlik içerisinde bu çetelere karşı aktif mücadeleye ihtiyaç vardır. Bu meyanda bütün halkımızı maddi ve manevi olarak Rojavayla dayanışmaya çağırıyoruz.

5 Ağustos 2013 tarihinde Serekani sınır kapısında yapılacak olan yürüyüşe katılım sağlanması.

Halen devam eden dayanışma ve yardım kampanyalarının halkımızın desteğinin devam etmesini bekliyoruz.

DİREN ROJAVA SENİNLEYİZ.

ROJAVA KÜRDİSTAN, KÜRDİSTAN ROJAVADIR.

GÜN ROJAVAYLA BİRLİK DAYANIŞMA VE MÜCADELE GÜNÜDÜR.

ROJAVAYA SESİZ KALMAK KATLİAMA SESİZ KALMAKTIR.

AMED EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ

• • KESK DİYARBAKIR ŞUBELER PLATFORMU BİLEŞENLERİ

(EĞİTİM SEN, SES, TÜM BELSEN, BES, HABER SEN, YAPI YOL SEN, ESM, BTS, TARIM ORKAM SEN, DİVES, KÜLTÜR SEN)

• • 78/LİLER DERNEĞİ
  • DEV SAĞLIK İŞ
  • DİSK GENEL İŞ BÖLGE TEM.
  • DİYARBAKIR BAROSU
  • DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI
  • GENEL İŞ ŞUBESİ
  • İHD
  • TMMOB ( İL KORDİNASYON KURULU )
  • KURDİ DER
  • MEVSİMLİK İŞÇİLER DERNEĞİ
  • TTB
  • TUHAD FED
  • TÜRKİYE BARIŞ MECLİSİ
  • MEYA DER
  • BARIŞ ANNELERİ
  • GÖÇ DER
  • BELÇAD
  • KADIN KURUMLARI
  • BELEDİYE İŞ