TR Kurdî EN
SON HABERLER

BASINA VE KAMUOYUNA (06.07.2013) 10.09.2013

 

            Bilindiği üzere üniversiteler toplumun aydınlık geleceğidir. Bu bağlamda üniversiteler birçok görüşün, düşüncenin, ideolojinin, bilim disiplininin birbirini beslediği ve böylece zenginleşerek tezlere, sentezlere ulaşıldığı bir yer olmalıdır.  Bu temelde biz de Dicle Üniversitesine büyük bir anlam ve önem atfediyoruz. Ülkeyi ve ülkede uygulanan eğitim politikalarını bu gerçek ışığında ele aldığımızda, üniversitelerimizin içine düştüğü durumu daha iyi anlama imkânlarına sahip olacağımızı düşünüyoruz. 

 5 yılı aşkındır yasal ama etik olmayan bir seçim ile yönetime gelen bugünkü anlayış, bilim ve akıl dışılıkta sınır tanımamakta, çözüm olma yerine sorunların kaynağı haline gelmişlerdir. Dicle Üniversitesi yönetimi kendisini, bölge ve Kürt karşıtlığı üzerinden konumlandırdığı, kendi karşıtı olarak gördüğü tüm kişi ve kurumları, üniversite bileşenlerini, öğrencileri yok saydığı ve partizanca cemaatleri güçlendirmek, örgütlemek, cemaatler üzerinden kadrolaşmak dışında bir görev görmemektedir. Bu haliyle, bırakın yürütülen “Barış Süreci“ ve Diyarbakır’ın sorunlarının çözümüne katkıda bulunmasını tam tersine kendisinin, sorunların çözümünde ayak bağı durumuna geldiği kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.

Bölgede gerileyen, "ağalık, aşiretçilik ve kan davaları", günümüzde Dicle Üniversitesinin Yönetim Anlayışıyla adeta canlandırılmaktadır. Kendinden olmayana dünyayı kurtarsa da "İyisin hoşsun ama bizden uzaksın" demektedirler. Daha garibi kendilerini desteklemiş fakat boyun eğmemiş, özgür iradeli akademisyenler de yönetimin gazabından  kurtulamamıştır.

Sendikamız Eğitim Sen, Barış Süreciyle ilgili olarak Üniversitenin Kongre Merkezinde bir panel düzenleme talebi reddedilmiştir. Genel Sekreter açıklamasında BDP Eş Genel Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş’ı değil, Eğitim Sen’i ret gerekçesi yaparken; Rektör siyasi partilere yer vermediğini söylemiştir. Aslıda gerçek çok açıktır;   yegâne sebep beden ve beyinlerine sirayet eden ötekine duyulan nefrettir. Rektörlüğün kendilerine yakın grupların etkinliklerine (cemaat kurumları) üniversite imkânlarını sonuna kadar açtığını üniversite web sayfasına görülebilir.  12 Eylül faşizminin ürünü olan YÖK sistemi Üniversiteleri demokratik ve özgür alanlar olmaktan çıkarmıştır. Dicle Üniversitesini yöneten anlayış, YÖK'ün dahi gerisine düşmüştür. YÖK Başkanını Çetinsaya'nın Üniversitemize yaptığı toplantıda dinlemek istediği sorunlar, Rektör tarafından fiili olarak engellenmiştir.

Eğitim Sen olarak defalarca Üniversitede yaşanan sorunlara dikkat çekmek için eylemler yaptık. Sunduğumuz raporlarımıza, yazışmalarımıza ve randevu taleplerimize cevap verilmedi. Katmerleşen ve kangrenleşen sorunlara bir kez daha dikkat çekmek amacıyla bu raporumuzu kamuoyuna sunuyor ve basınımız aracılığıyla Diyarbakır’daki tüm dinamiklerin Üniversitesine ve olumsuz uygulamalara karşı daha duyarlı olmasını bekliyoruz.

Üniversite’yle ilgili tespit ettiğimiz sayılamayacak kadar çok olan hukuksuz ve bilim dışı sorunlar yaşamaktayız. Bu sorunların bir kısmı aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır.

Kamuoyuna duyurulur.                                      

EĞİTİM-SEN DİYARBAKIR ŞUBESİ

Bu yazıyı paylaşın :