Bugün burada basın açıklaması yapmamızın temel gerekçesi; Dicle üniversitesindeki baskılar ve panel için salon talebimizin reddedilmesidir.

 Kongre merkezinde ülkemizde, yeniden başlayan barış ve müzakere sürecine katkı sunmak amacıyla moderatörlüğünü Ahmet yıldırımın yapacağı ve BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Prof.Dr. Yasin Ceylan , Doc.Dr. Mahmut toğrulun panelist olarak katılacağı ‘’ çözüm sürecinde siyaset ve akademinin rolü’’  konulu bir paneli bugün düzenlemek üzere rektörlüğe 24.04.2013 tarihinde başvuruda bulunmuştuk. Ancak Dicle Üniversitesi rektörlüğü her zaman olduğu gibi yine diyalog yolunu da kapatarak bu etkinliğimize izin vermedi.

Başvuru tarihimizden 3 gün sonra Genel Sekreter özel kalemiyle görüştüğümüzde salonun tahsisi konusunda bir engel olmadığını, ancak salon kullanım bedeli olarak 8 bin TL’ nin getirilmesi gerektiğini söylediler. Bu konuyla ilgili olarak kendilerinden resmi yazı yazılmasını istedik. Göndereceklerini söylemelerine rağmen ya telefonlarımıza çıkmadılar, yada yazının kısa süre içerisinde gönderileceğini söylediler. Etkinlik gününe birkaç gün kala söz konusu yazıyı sendikamıza faksladılar.  Ancak yazıda para konusu geçmiyordu. Talebimiz  “Ülkemizin içinde bulunduğu çözüm sürecini akamete uğratmak isteyen kesimlerce üniversitemiz kampus alanı içerisinde oluşa bilecek provakatif eylemlere meydan vermeme amacıyla”, üniversitemiz kongre merkezi ve diğer salonlarına üniversitemizin düzenlediği aktiveler dışında izin verilmeyeceği gerekçesiyle ret edildi.

Şimdi buradan açık çağrı yapıyorum; Sayın Ayşegül Jale Saraç hangi istihbaratı bilgilere dayanarak bunları söylüyor. Bunu kamuoyuna açıklamak zorunda, daha da önemlisi provokatörlüğü yapacak olan Selahattin Demirtaş, Yasin Ceylan, Mahmut Toğrul, Ahmet Yıldırım’mı ? Yoksa kendi himayesinde eli sopalı bir biçimde geçmişte olay çıkaran kesimler mi?

Çok net söylüyoruz; sizin bu kararınız başlı başına bir provokasyondur.

Kendi kurduğunuz bizzat yönetimini oluşturduğunuz kulüpler aracılığıyla cemaatlerin etkinliklerini söz konusu salonlarda yaptıran siz değil misiniz?  

AKP’nin iktidarı ile birlikte toplumsal yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi Üniversitelerde de yeni bir tek tipleştirme politikası başlamıştır. En büyük tek tipleştirme de Dicle Üniversitesinde yaşanmaktadır. Kendi kimliğine sahip çıkan Cemaatlere karşı bile tahammülsüzlük söz konusudur. Yine yandaş olmadıkları için 5 yıldır kadro alamayan üye ve temsilcilerimiz baskı altında tutulmak isteniyor. Geçen ay Üniversitede meydana gelen olayların büyümemesi için olay mahalline gönderdiğimiz temsilcimize idari ceza verilmiş bulunmaktadır.

Sayın rektörü ve üniversite yönetimini tarafsız davranmaya özelliklede öğrencilere karşı polis gücünü kullanarak baskı oluşturmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.

   Kasım BİRTEK

 Eğitim Sen Yürütme Kurulu Adına

   Şube Başkanı