BASINA VE KAMUOYUNA

AKP hükümeti yandaş yapamadığını işlevsiz hale getirmek, susturmak, susturamadığında da yok etmek istemektedir. AKP’nin tetikçiliğini yapan cemaat medyası da yalan haberlerle muhalifleri suçlamaktadır. Gerek AKP gerekse cemaatler için kendilerinden olmayan herkes “teröristtir”, “haindir”. Bu nedenle Kürt siyasetçilerine ve KESK’li emekçilere yönelik operasyon gözaltı ve tutuklama saldırıları gün geçtikçe artmaktadır.

AKP ve cemaat ortaklığı kimi zaman çatırdasa da söz konusu Kürtler ve emekçiler olunca tereddütsüz ortak payda da buluşabilmektedirler. Bu ortaklık çerçevesinde kimi cemaat yayınlarında yalan yanlış iddialar ortaya atılarak insanlar suçlanmakta ve operasyonların zemini oluşturulmaktadır. Sendikalarımıza yönelik cemaat basının da çıkan haberler de bu tür ahlak dışı bir hedeflere hizmet etmektedir.

Aktif Haber isimli cemaatin haber sitesinde PKK’nin “öğretmen militanları” başlığıyla 3 Eylül 2012 tarihinde bir haber yayınlandı. Bu haberin bugün gazetesinden alındığı anlaşılmaktadır. Benim ve birçok sendikacı arkadaşımın da isminin geçtiği bu haber de, 25 Haziran 2012 tarihinde Ankara merkezli yapılan operasyonda benim evim de bulunan not ta, “ Öz savunma birliğine eleman seçilirken deşifre olmamış, güvenlik güçlerince işlem yapılmamış olmamasına dikkat edilir. Eğitim alanlarında yüzleri maskeli kampta ayrı ayrı çadırlar da kalırlar yemeklere birer bire giderler. Kamptan ayrılırken birbirlerinden ayrı zamanda gönderilirler şehirlerde faaliyet gösterenler birbirleri ile irtibat kuramazlar”  cümlelerinin yazılı olduğu bu yazının örgütsel doküman olduğu imasında bulunulmaktadır. Benim evimde böyle bir not vardı ve polis tarafından el konuldu. Ancak bunun örgütsel bir doküman olduğu iddiası tamamıyla yalandır. Şuan da Cezaevinde bulunan bir yakınımın dosyasının içeriğinden aldığım ifadelerdir. Söz konusu dosya da sözde iki gizli tanığın ifadeleri arasındaki çelişkileri avukatla paylaşmak amacıyla aldığım notlardır. Bunu ahlaksızca bir şekilde örgütsel bir metin olarak değerlendirmek inançlı olduğunu söyleyen ve bunun üzerinden politika yapan insanların işi olmamalıdır.

Ayrıca üzerinde gizlilik kararı bulunan bir dosyada bu bilgileri almanın kanunlara aykırı olduğunu belirtmek istiyoruz. Bu bilgiler, emniyet, savcı ve özel yetkili hakimler dışında kimsede bulunmadığına göre, cemaat medyasına bu bilgileri kim vermiştir. Bu konuda gerekli yasal girişimlerde bulunacağımızın bilinmesini istiyoruz. Gerçi hukukun işlemediği bir ülkede yaşadığımızı bizzat Sayın Başbakanın ağzından duyuyoruz. Kürt milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ile ilgili “Mahkemelerle konuştuk gerekeni yapacaklar” ifadelerinin bizzat sayın başbakan tarafından kullanıldığı bir ülkede hak ve özgürlüklerden yargının bağımsızlığın da söz etmek mümkün mü?

Kasım BİRTEK

Eğitim Sen Şube Başkanı