Konfederasyonumuz KESK ve bağlı sendikalar kurulduklarından bu yana grevli toplu sözleşmeli sendika ve ekonomik ve demokratik haklar için mücadele ettikleri gibi Kürt sorununun demokratik barışçı bir çözüme kavuşması içinde mücadele yürütmüştür. Sendikalarımız sermayenin ihtiyaçları üzerinden değil emekçilerin çıkarları doğrultusunda bir bölüşüm sisteminden yana olmuştur. Bu nedenlerle sermayenin politikalarını savunan AKP hükümetinin ve kurumlarının hedefi haline gelmiştir. Hükümet KESK’i susturulması gereken bir toplumsal örgüt olarak görmektedir. Bundan kaynaklı olarak onlarca üye ve yöneticilerimiz gerçek dışı gerekçelerle gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadır. Yüzlerce arkadaşımız idari yine onlarca arkadaşımız adli soruşturmalara tabi tutulmaktadır.
AKP her defasında vesayet rejimine karşı olduğunu beyan etmekle birlikte, polis vesayet rejimini oluşturmak için büyük bir gayret sarf etmektedir. Son bir yıldır yaşadıklarımız, AKP’nin ilk yıllarında yaptığımız değerlendirmelerin ne kadar isabetli olduğunu göstermektedir. Ülkemizde artık her şeyin belirleyicisi olarak güvenlik güçleri görülmektedir.
Artık yapmak istediğimiz her demokratik etkinlik karşımıza suç olarak çıkmakta ve polis her türlü yürüyüşümüzün önüne barikatlar kurarak “bir adım bile yürütmeyeceklerini “ söylemektedir.
Değerli basın emekçileri;
Tekrarlamakta fayda olduğunu düşünüyorum. Emniyet fezlekelerine dayanarak akıl almaz boyutta adli ve idari soruşturmalar geçiriyoruz. BES Eski Şube Başkanımız Edip BİNBİR Kütahya’ya, Eğitim Sen Eski Yönetim Kurulu üyesi Salih AKSOY Çermik’e sürgün edildiler. Eğitim Sen Eski Yönetim Kurulu üyesi Celal ÇEÇEN Kurdi - Der’in izin alarak yaptığı bir yürüyüşe katıldığı için soruşturmalık olmuş ve görevden alınmak talebiyle dosyası bakanlığa gönderilmiştir. Gerekçe olarak ta siyasi parti faaliyetine katılmak gösterilmiştir. Yine sendikamız Eğitim Sen Üyesi Zeyyat CEYLAN bir cenaze törenine katıldığı gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
Değerli basın emekçileri;
Bildiğiniz gibi 09.09.2011 tarihinde Şubeler platformumuzun da içinde bulunduğu demokratik çevreler bir günlük barış nöbeti tutmuşlardı. Bu etkinlik ile ilgili birçok arkadaşımız hakkında soruşturma açıldı. Yenişehir Kaymakamlığı da SES üyelerinin soruşturmasını yürütmek üzere muhakkik görevlendiriyor. Muhakkikin yaptığı araştırmalar sonucunda arkadaşlarımız suçsuz bulunmasına rağmen, Sayın Yenişehir Kaymakamı muhakkike güvenmemiş olacak ki bizzat kendileri yeniden soruşturma yapmaya başlamıştır. Öyle anlaşılıyor ki Kaymakamımız ceza vermeye niyetlidir. Bu durumun hukukla bağdaşır bir yanının olmadığını belirtmek istiyorum. Bundan hareketle tüm resmi kurum yöneticilerine sesleniyorum polis fezlekelerinin gereği üzerinden değil hukukun gereği üzerinden işlem yapın.
Baştan’da belirtiğim gibi AKP, her yönü ile saldırılarını sürdürüyor. Eğitim alanı da bu saldırılardan nasibini alıyor. 4+4+4 olarak bilinen zorunlu eğitim yasa tasarısı meclis alt komisyonundan usulsüz bir biçimde kaba güce dayanarak geçirilmiş bulunmaktadır. Önümüzdeki günlerde ise meclis genel kurulunda görüşülecektir. Tasarı, zaten problemli olan eğitim sistemini daha da gerilere götürecektir. Çocuklarımız geleceğini karartacak olan bu tasarıya karşı 15 Mart 2012 Perşembe günü sevk alarak hizmet üretmeyeceğiz. Ardından da bu tasarının meclis genel kurulunda görüşüleceği gün tüm arkadaşlarımızla birlikte greve gideceğiz. Bizler eğitim emekçileri olarak, Kürtçenin seçmeli dersler arasına alınmasını değil, eğitim dili olmasını istiyoruz.
Bu gerekçelerle tüm eğitim emekçilerini eylemlerimizin güçlü geçmesi için seferber olmaya çağırıyoruz.
Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi Yürütme Kurulu