TR Kurdî EN
SON HABERLER

BASINA VE KAMUOYUNA (17.04.2013) 19.05.2013

17.04.2013                           

                                               BASINA VE KAMUOYUNA

 

 

İnkâr ve imha politikalarından kaynaklı olarak 30 yıldır süren savaş nedeniyle birçok değerimizi yitirmeye devam ederken, gerek dünya ve Ortadoğu’daki gelişmeler gerekse de başta Kürtler olmak üzere demokratik çevrelerin verdiği mücadeleninin ulaştığı düzey, müzakereyi zorunlu hale getirmiş ve barış umutların yeşermesine temel oluşturmuştur.

 

Biz, sendika olarak bu süreci desteklediğimizi ve tüm toplumsal kesimlerinde desteklemesi gerektiğini defalarca belirttik, bundan sonrada ısrarımızı sürdüreceğiz. Üniversitelerinde buna katkı sunması gerekirken, maalesef üniversitelerdeki cemaat örgütlenmesi buna imkân tanımıyor.

Bilindiği gibi Üniversitelerin başta gelen görevlerinden biri bilimsel çalışma yapmak ve sonuçlarını toplumla paylaşmaktır. Maalesef üniversitelerimiz buna uygun bir davranış içerisinde değillerdir. Üniversiteler resmi ideolojinin üreticisi ve dağıtıcısı konumuna düşürülmüştür. Eskiden resmi ideoloji vesayet rejimi tarafından üretilirken şimdi ise cemaat vesayeti ile üretiliyor.  Bu üretimde polise de rol verilmiş durumda.

 

Yaklaşık olarak 10 gün önce Dicle Üniversitesinde çıkan olaylar, iddia edildiği gibi iki grup öğrencinin çatışması değildir. Bizzat polisin denetimi altında gerçekleşen bir provokasyondur. Dicle Üniversitesi rektörünün polise dayanarak üniversiteyi yönetmek istemesi bu olaylara zemin oluşturmuştur.

 

Diyarbakır’daki herhangi bir etkinlikte çocukların eline bulaşmış olan bir toprak parçasından hareketle bu çocukların taş atmış olabileceği sonucuna varan polis, çocukları gözaltına alarak yıllarca ceza almalarını sağlayabiliyor. Her nedense eli sopalı, satırlı saldırganlara dokunamıyor.

 

Dicle üniversitesi rektörü ve yönetimi, gerek üniversite personelini gerekse de öğrencileri zapturapt altına almak için polis baskısını elzem görmektedir.  Türk- İslam sentezini üniversiteye yerleştirmeye çalışan rektörlük Diyarbakır’daki demokratik dinamikleri yok sayarak üniversiteyi yönetmeye çalışmaktadır.  Ancak buradan bir kez daha müsaade etmeyeceğimizin bilinesini hatırlatmak istiyoruz. Rektörlük bir taraftan kadrolaşmayı sürdürürken diğer taraftan kadrolara arasında ayrımcılık yapmaktadır.

 

Bu gerekçelerle de Eğitim sendikası olarak, Diyarbakır’da barışın önünde en büyük engel olarak Üniversite yönetimini görüyor ve rektörün derhal istifa etmesi gerektiğini belirtiyoruz.

 

       Kasım BİRTEK

 Yürütme kurulu adına

         Şube Başkanı

Bu yazıyı paylaşın :